AY TANRISI MEN’E VE TANRIÇA ARTEMİS’E YAPILAN SAYGISIZLIĞIN BEDELİ
Lydia’da
(özellikle Kula civarında) ve Phrygia’da (Çal-Bahadınlar civarında) ele geçen
ve itiraf yazıtları (confesiones)
adını alan özel bir yazıt grubu, Batı Anadolu halkının M.S. II. ve III.
yüzyıllarda yerel tapınakların baskısı altında olduklarını göstermektedir. Öyle
ki, bu bölgelerdeki yerel tanrılar yakın çevrelerinin efendileri, sahipleri ve
hatta kralları olarak kabul edilirlerdi. Bu tanrılar o kadar güçlüydüler ki,
hastaları iyileştirebilir, mezarları soygunculardan koruyabilir ve haksızlık
yapanları ölüme varan cezalarla cezalandırabilirlerdi. Örneğin, bir tanrı veya
tanrıçanın rahipler aracılığı ile ilettiği bir talebi yerine getirmemek büyük
bir günahtı. Öfkelenen tanrıları yatıştırmak da günahkârların göreviydi. Bu
nedenle, tanrıların öfkesi ile başı belaya giren kişiler, onları nasıl
sakinleştirebileceklerini tapınağa giderek öğrenmek ve bunun gereğini yerine
getirmek zorundaydılar. Bu yerel tapınaklar inanç istismarını o kadar ileri
götürmüşlerdi ki, örneğin bazı tapınaklar, mal ve para talepleri bir yana,
anne-babalardan, küçük yaştaki çocuklarını “tapınağın hizmetine adamasını” bile
emredebilmekteydiler. Onların bu tavırları insanları genel bir hoşnutsuzluğa
sevk etti. Kutsal sayılan varlıklara olan saygı azaldı. Nitekim bazı itiraf
yazıtları, insanların tapınak personeline ve mülküne karşı işlenen
‘günahlardan’ söz etmektedir. Bunlar arasında tapınağın payını ödememe,
tanrının hizmetine girmeyi reddetme, tanrıların güvercinlerini yakalama, bir
kutsal köleye küfretme, kutsal ağaçları kesme ya da kutsal ormandan elde edilen
odundan satın alma, rahiplere olan borcunu ödememe, tapınağa asker sokma, tanrının
malını zimmetine geçirme, kutsal köle olan bir kadınla seks yapma vb. gibi
“günahlar” yer almaktaydı.
Lydia’daki
antik Kollyda’da (Kula/Gölde) bulunarak Manisa Müzesi’ne taşınan, M.S. 197
yılına ait grekçe bir itiraf yazıtında “Nohut” lakaplı "Onesimos"
adlı bir adamın, Motylla köyünde tapınağı bulunan Tanrı Men (Ay Tanrısı) ile
başının nasıl derde girdiğine ve tanrıyı nasıl yatıştırdığına ilişkin itirafı
yer almaktadır. Yazıtın çevirisi şöyledir:
"Motylla’lı
tanrı Men için düzenlenen festivalden dönerken, ellerinde kılıç, sopa ve taşlar
bulunan bir kalabalık binaya (tapınağa) yönelerek kutsal kölelere ve tanrıların
heykellerine saldırdı. Hiç kimse ne kendini, ne tanrıların heykellerini, ne de
kutsal köleleri kurtarabilecek durumdaydı. ‘Nohut’ Onesimos da bu sırada
tesadüfen oradaydı ve saldırıyı durdurmaya gücü yetmedi ve (bu yüzden), aradan
5 yıl geçtikten sonra, omzundan cezalandırıldı ve ben tanrıya sadık biri
olmadığım için hiçbir kimse beni iyileştiremedi. Ama sonuçta tanrı bana şifa
verdi. Ama (yine tanrının verdiği) ikinci bir ceza sonucunda, vücudumun kaba
etleri 3 gün ve 3 saat boyunca tutuldu. Tanrı tarafından iyileştirildikten
sonra, bu yazılı taşı kendi adıma dua ederek diktim. 282 yılının (= M.S. 197)
Daisios (Mart-Nisan) ayının 20. gününde".
Ama
dinsel yasalara göre tanrı heykellerine ve kutsal personele saldırmanın cezası
ölümdü. Anlaşılan, Onesimos’un olay sırasında “tesadüfen” orada olduğunu ve
“saldırıyı durduramadığını” ifade ederek yaptığı savunma etkili olmuş ve
(olaydan 5 yıl geçtikten sonra) tanrı tarafından yalnızca hasta edilerek
cezalandırılmıştı.
Antik
devirde kutsal objelere yapılan saldırıları kaydeden diğer bir yazılı belge de
1961 yılındaki Ephesos kazılarında ele geçen ve çok daha erken bir döneme ait
olan bir grekçe yazıttır. Çok sayıda makaleye konu olan ve “sacrilege inscription”
olarak ünlenen bu yazıtta, Ephesos
Artemis’i için Sardeis’de düzenlenen dinsel bir törene müdahale ederek günah
işleyen ve bu nedenle ölüm cezasına çarptırılan 46 Sardeis vatandaşının adları
yer almaktadır. M.Ö. 340-320 yılları arasına tarihlenen bu yazıtın çevirisi
şöyledir:
"Tanrıça
(Artemis) için görev yapan savcılar, (onların) şu suçtan dolayı ölüme mahkûm
edilmelerini teklif ettiler: Atalarımızdan kalan geleneklere göre Artemis’in giysisi
(khiton) için kent (Ephesos) tarafından (Sardeis’e) kutsal bir heyet
gönderildiğinde ve elçiler Sardeis kentine ve Ephesos’luların orada kurduğu
Artemis Ephesia tapınağına ulaştıklarında, o kimseler kutsal eşyalara
saygısızlık ettiler ve elçilere saldırdılar. Bu suçun cezası ölümdür. Şu
kişiler (ölüme) mahkum edildiler: (46 isimden oluşan liste)".
Yazıttan
anladığımıza göre, Ephesos kenti, yine Ephesos'lular tarafından Sardeis’de inşa
edilen Ephesos’lu Artemis tapınağına, tanrıça için bir elbise (khiton)
ve bazı kutsal eşyaları götürmek (veya getirmek) üzere kutsal elçiler
göndermişti. Ama Sardeis’li 45 kişilik
bir grup bu heyete saldırmış ve
Artemis'in kutsal eşyalarına saygısızlık ederek büyük bir suç işlemişti.
Yazıtın
bundan sonraki kısmında ölüm mahkûmlarının adları, baba ve dedelerinin adları,
kimilerinin meslekleri ile birlikte sıralanmaktadır. Listede hiçbir saldırganın
mesleğinden söz edilmediğine göre, bu günahkârların tümü hayli genç yaşlarda
olmalıydı. Bunlardan yalnızca ikisi Sardeis’li olmayıp, henüz yerini
bilmediğimiz İbis adlı bir köyden, diğeri de Hierakome’den (Beyoba / Manisa)
gelmeydi. Yazıtta, bu gençlerin bazılarının babalarının ya da dedelerinin yağ
satıcısı, hamam işletmecisi, ayakkabı ve sandalet satıcısı, sarraf veya altın
madeni işleticisi (?), kutsal ulak, kurbanlık boğa kesicisi vs. gibi esnaftan
kimseler oldukları dikkate alınırsa, onların Sardeis kentinin köklü ailelerinin
çocukları olduklarını düşünmek gerekir.
Bu
gençlerin hangi nedenle böyle bir günah işlediklerini bilmek zor olmakla
birlikte, burada Sardeis Artemisi’nin (Artemis Sardiane) cemaati ile Ephesos
Artemisi’nin (Artemis Ephesia) cemaati arasında büyük bir rekabet ve hatta bir
sürtüşme olduğunu düşünmek mümkündür. Olasılıkla, Artemis Sardiane’ye tapınan
Sardeis halkı, Artemis’in bir başka mezhebinin (Artemis Ephesia) kentlerinde
düzenlediği törenlerden hoşnut değildi.
Ephesos’lu
kutsal elçilere saldıran bu 46 Sardeis'li, Ephesos’luların şikayeti üzerine
suçlanmış ve yargılama kuşkusuz Sardeis kentinde yapılmıştı. Ephesos’lular
duruşmaya, tanrıça için görev yapan avukatlar (proegoroi) göndermişlerdi. Sardeis’deki bir yargılamaya avukat
gönderebildiğine göre, Ephesos’un
Sardeis üzerinde önemli bir etkisi olmalıydı. Bunun nedeni Ephesos’un
büyük ve önemli bir ihraç limanı olmasıydı ve iç bölgelerdeki çoğu kent
gibi, ticari çıkarlarını ön plana çıkaran Sardeis’lileri de Ephesos ile iyi
geçinmek zorunda bırakmaktaydı.
Men'in büstü, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara
KAYNAKÇA:
P.
Herrmann-H. Malay, New Documents from Lydia, 2007, 110-113, no. 84.
E.R.M.
Dusinberre, Aspects of Empire in Achaemenid Sardis, 2003. 120-122 ve
236-7.
Ph.
Gauthier, Nouvelles inscriptions de Sardes II, 1989, 161-3.
Die
Inschriften von Ephesos Ia, 1979, 6-9, no. 2.
Nabonidus
04.03.2016
Yorumlar