Kayıtlar

Kasım, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ARKEOLOJİK BULGULAR IŞIĞINDA TUFAN

Kutsal kitaplardaki tufan olayının günümüze kadar ulaşan izlerini bulabilmek ve bu olayı tarihsel bir zemine oturtabilmek için, birçok bilim adamı uzun yıllar çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar özellikle, eski Sumer şehirleri olan Ur, Kiş ve Şuruppak’ta yoğunlaşmıştır. Bu bölgede yapılan kazılarda en gerçekçi bulguya ulaşan kişi ise, Sir Leonard Woolley adında bir arkeologtur. 1927-29 yılları arasında, Ur kentinde kazılarını sürdüren Woolley; ilk olarak kül, kerpiç, seramik ve moloz kalıntılarının oluşturduğu bir kültür katmanına ulaşmıştır. Bu kalıntıların arasında Ur krallarına ait mezarlar da bulunmaktaydı. Woolley, kral mezarlarından yola çıkarak bu tabakayı M.Ö. 4. bine tarihlemiştir. Yine bu tabakada bulunan ve Woolley tarafından M.Ö. 3500’e tarihlenen, mozaikten yapılmış bir sancak, bu tarihi desteklemektedir. Bu sancak muhtemelen dini törenlerde kullanılmaktaydı ( C. W. Ceram, Tanrılar Mezarlar ve Bilginler, s. 257, 258, 261. ). Bu ilk tabakanın yüzeyden itibaren der

KURAN’DA TUFAN

Nuh kıssası, Kuran’da üzerinde en çok durulan kıssalardan birisidir. Nuh kavminin, peygamberlerinin uyarılarına ve öğütlerine kulak asmaması, ona gösterdikleri tepkiler ve olayın meydana gelişi birçok ayette detaylarıyla birlikte anlatılmaktadır. Bu ayetlerde, daha çok tufanı hazırlayan sebepler üzerinde durulmuştur. Kuran’daki tufan ile ilgili ayetler tarih ve mantık yönünden tam bir tutarlılık göstermektedir ( Maurice Bucaille, Tevrat İnciller ve Kur’ân, s. 344 ). Bu ayetlerde olayın yeri ve zamanı konusunda ayrıntıya girilmemiş, daha çok nedenleri üzerinde durulmuştur. Kuran’da tufanla ilgili ayetler, son derece akıcı ve anlaşılır ifadelerle karşımıza çıkmaktadır.     Ayetlerde, neden-sonuç ilişkisinin ve karşılıklı diyalogların verilmesi bunu sağlayan etkenlerdendir. Nûh kıssasını anlatan ayetler, özellikle şu surelerde toplanmıştır: A'râf (59-64/69-70. ayet), Hûd (25-29. ayet) ve Nûh (1-28. ayet) Suresi.   Bunun dışında Âl-i İmrân (33-34. ayet), Nisâ (16